bağlantılı; göğüs göğüse kavga; avlu (okul, kilise); geçit, son, sonuç, son söz, kadans
kapamak, kapatmak; yaklaşmak, anlaşmak, uzlaşmak; kesmek, örtmek; son vermek; kilitlemek, sürgülemek; bitirmek
yakın, yakından, sıkışık durumda
yanaşık, kapalı; içli dışlı; ketum, sıkı fıkı (Argo), saklı, sık, mahrem; cimri, kıt; yakın, bitişik; sıkı, amansız, detaylı, bunaltıcı; son
iyi deneme ama puro yok, güzel ve yakın ancak tam doğru değil; neredeyse fakat tam başarılı değil; iyi fakat yanlış tahmin
正在翻譯中..